Ben kimim?
Ben 1969 Azerbaycan SSC liginde 2. olan ve temsil ettiği bölgenin şerefine Karabağ adlanan Ağdam şehrinin futbol takımıyım.
Adı bir kaç defa değişen ve nihayet ciddi çabalar sonucunda 1988'de yeniden Karabağ adlanan takım.
Sovyet döneminde çoğunluğu Ermenilerin oynadığı Hankendi kulübü de Karabağ olduğu için Sovyetler Azerbaycanlıların takımının aynı isimle oynamasını istemiyordu.
Ben 1993 yılından "mülteci takım" status ile yaşamış Karabağ’ım.
2017'de Almanya’nın popüler Kicker Dergisi, UEFA Şampiyonlar Ligi'ne katılımımızla ilgili yazıya "Vatansız Kahramanlar" adını vermişdi.
Ben kimim?
Ben Camaleddin, Yaşar, Settar, Elşad, Memmed, Tebriz, Zaur, Mehman, başka Elşad, Müşfig, Aslan ve Elfariz’im.
Ben 12 Mayıs 1993 tarihinde Ağdam'da unutulmaz İmaret stadında son maça çıkan futbolcuyum.
Tovuz Turan takımı ile o maç Azerbaycan Kupası yarı final turunun ilk maçıydı...
***
1993. Karabağ'da Ermenilerle savaş yoğunlaştı.
Ağdam'da oyunlara hazırlanmak, antrenman yapmak tehlikeli, şehir her gün roket saldırısı altında.
Bu günlerde Karabağ adı altında oynamak çok zor ve onurludur.
Takımımız neredeyse bir yıldır Mingeçevir şehrine yerleşmiş.
Oradan Ağdam'a olan mesafe 100 km'nin biraz üzerindedir.
Ev maçı günlerinde İmaret stadına gelip oynuyoruz.
Futbol Federasyonu bizi zorlamıyor, bu, kulüp yönetimi ve oyuncularının iradesidir.
Düşman ruhumuzu kırmaya çalışıyor.
Ama görsünler ki, Ağdam yaşıyor.
Turan Tovuz ile maçın önemi yüzünden Ağdam'a bir gün önce geldik.
Bizden önce şehre roket atmışlardı.
Ama bu tür olaylara alışkınız.
Geceyi otelde geçirdik.
Her dakika, her an tehlikelidir.
Riski göze almışık.
***
Bugün çarşamba.
Gerçek futbol havası.
Biz mor, Turan Tovuz mavi formada.
Gözlerimiz staddakı taraftarlarımızda.
Ağdam nüfusunun çoğu daha güvenli yerlere taşınmış olsa da, stadda yerel halk ve askeri personel olmak üzere 8.000 taraftar (hakemin raporuna göre) var.
Bu bize ilham veriyor.
Hedefimiz finale çıkıp kupayı kazanarak onları mutlu etmektir.
...1991 yılının sonunda Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla Dağlık Karabağ ve çevresindeki siyasi ve askeri durum daha da gerginleşti.
26 Şubat 1992'deki Hocalı soykırımından sonra savaş fiilen yoğunlaştı.
Ermeniler, Ağdam'a da roket saldırısına başladı.
1992'de bağımsız Azerbaycan'ın ilk ligi düzenlendi.
O zaman Karabağ takımının şampiyonaya katılacağı bilinmiyordu.
İlk kampda 11 kişilik bir ekip oluşturmak bile mümkün değildi.
Takım, sponsorların yardımıyla bir araya getirildi.
1992 yılının başında St. Petersburg’un Smena-Saturn takımında oynayan Müşfig Hüseynov da Rusya'dan ayrılıp Karabağ’a döndü...
Bu arada, zor dönemde takıma Ağdam bölgesindeki şampanya fabrikası ve şarap imalathanesi mali destek veriyor.
Onlar sayesinde maaş ve ikramiyelerimizi zamanında alıyoruz.
***
Karabağ – Turan Tovuz: maç başlıyor.
Başlıca oyuncularımız kadroda.
Yalnız forvet Mahir Aliyev sakatlığı nedeniyle forma giymiyor.
Acaba İmaret'e bir füze fırlatılır mı?
Maçta tanınmış hakem Rüstem Rahimov görev yapıyor. O, efsanevi Tofig Bahramov ve Eldar Azimzade'den sonra 20. yüzyılda Azerbaycan'ın en iyi üçüncü futbol hakemi olarak kabul ediliyor. Sovyet liginde üç kez "Yılın en iyi 10 hakimi" listesine dahil edildi.
Rahimov, "Bu benim kaderim" otobiyografisinde yazıyor: "İmaret… Ağdam'daki stadı düşündüğümde kendimi kötü hissediyorum. Karabağ takımının orada son maçında hakemlik yapmak benim şansıma düştü. Bu etkinlik kapsamında ben şehri de dolaştım. O zaman Ağdam ile son görüşmem olduğu aklıma gelmedi. O yıllarda durum çok karışıktı. Ermeni militanlar düzenli olarak Ağdam'a ateş ediyorlardı. Grad mermileri stadın yakınına, hatta stadın kendisine bile düşüyordu..."
...1992 yılına dönelim.
16 Mayıs'ta Kepez Gence takımı ile karşılaşmalıydık.
O gün Ermeniler Ağdam'a o kadar ateş ettiler ki oyun ertelendi.
Sonuç olarak Kepez Gence ile 24 Haziran'da oynadık ve Ağdam'da.
Karabağ'ın eski futbolcusu ve teknik direktörü, Milli Kahraman Allahverdi Bağırov'un savaşta öldürüldüğünü öğrenince hepimiz gözyaşlarına boğulduk.
Kepez Gence ile o maçın başlamasından önce, bir dakikalık saygı duruşu ile ruhunu hatırladığımızda Grad füzesi atıldı.
Mermi stadın yakınına çarptı.
Ama hiçbir oyuncu hareket etmedi...
...1992 yılına kadar maçlardan sonra bazen dinlenmek için Şuşa şehrine giderdik.
“Şuşanın dağları başı dumanlı...” (Şuşa şehrine ithaf edilmiş Azerbaycan halk şarkısından)
Bizim Şuşa!
Bu arada, Şuşadan Rizvan Veliyev isimli bir futbolcumuz vardı.
Takıma yeni gelmişti ve idmanlara katılıyordu.
Ocak 1992'de Şuşa'ya döndüğünde sivilleri taşıyan bir helicopter, Ermeniler tarafından düşürüldü ve o da öldü.
***
Maç güzel ve yoğun bir mücadele içinde geçiyor.
Bizim gibi rakibimizin de ligin liderleri arasında olması, onların gücünü kanıtlıyor.
Bu arada, 1992 yılında bağımsız Azerbaycan’ın ilk şampiyonasında Turan Tovuz 3., Karabağ 4. olmuş.
...Daha önce Ağdam'da Hazar Sumgayıt takımı ile karşılaştık.
İlk yarıda, bir Grad mermisi stadın yakınına düştü.
Bazı rakip oyuncular kaçarak yaşlı çınar ağacının etrafında saklandı.
Maç bir süre dursa da sonra oynamaya devam ettik.
Tüm rakipler gelmeyi kabul ediyor, kimse Ağdam'da oynamayı reddetmiyor.
Maçlarımıza gelen askerler de şaka olarak rakiplerimize korkmamalarını, oynamalarını söylüyorlar, "düşmanla anlaştık, futbol sırasında roket atmayacaklar..." diyorlar.
Bir maçtan önce sahanın bir tarafına mermi çarpmış.
Neyse ki, stad personeli çimi hızla restore edebilmiş.
1993 sezonundaki ekibden Ağdamlı olanlar Yaşar Hüseynov, Settar Aliyev, Memmed Memmedov, Elşad Hudadatov, Müşfig Hüseynov, Vügar Ceferov ve Zakir Mehraliyev.
Oyunlar biter bitmez, hemen evlerimize bakmaya gidiyoruz bir şey olup mu.
Settar Aliyev ve Elşad Hudadatov'un evleri yaşanmaz durumda.
Yaşar Hüseynov da kendine yeni bir ev inşa etti, ama içinde bir gün bile yaşayamadı...
Ağdam'a ateşlenen Grad mermilerinden biri, Jiguli lakaplı takım arkadaşımız Vügar Ceferov'un evine çarptı.
Anne ve babası öldü.
Ama o, Turan Tovuz maçında oynamıyor.
***
Oyunda 15 dakikalık ara.
…Bu arada, Bakü’den gelmiş İnşaatçı takımı ile maçın molası sırasında Ermenilerin attığı roket stadın yanına düşmüştü.
Durumun bizim için alışık olmasına rağmen rakip oyuncular heyecanlanmışdı.
Onları cesaretlendirmiş ve maçlarımızın böyle gittiğini anlatmıştık.
Ara 15 dakikadan fazla sürmüşdü.
Ama oyuna devam etmiştik.
Maç biter bitmez rakip oyuncular otobüse binip duş bile almadan Ağdam'dan ayrılmışlardı.
...Sovyet dönemine geri dönelim.
Bir zamanlar Manchester United’de oynamış ünlü futbolcu Andrei Kanchelskis'in, 1980'lerin sonunda çatışmanın başladığı Dağlık Karabağ'da askerlik yapabileceği ortaya çıktı.
O, Novaya Gazeta’ya röportajında bundan bahsetti: “Dinamo Kyiv'in kamp tesislerine benim için bir subay ve bir teğmen geldi: “Askere alınmış Kanchelskis, hazırlanın, gidiyoruz.” Beni askeri birliğe götürdüler. İki aylık askeri eğitimden sonra futbola veda edebileceğimi düşündüm. Ayrıca, savaşın başladığı Dağlık Karabağ'a gideceğimizi duyurdular ve bize kask, zırh ve dizler için özel demir muhafızlar dahil gerekli tüm üniformaları verdiler.
Valery Lobanovsky beni kurtardı. Lobanovsky, o zaman Ukrayna'da, genel olarak Sovyetler Birliği'nde değildi, yardımcılarının da "gerekli" generallere erişimi yoktu. Döndüğünde, beni “bataklıktan” çıkardı."
***
Acaba oyun zamanı atmazlarki?
Daha bir hücum...
Sağ kanattan rakip takımın ceza sahasına attığımız top, savunma oyuncusundan geri dönüyor ve takımımızın oyun kurucusu Yaşar Hüseynov, güçlü bir vuruşla topu kaleye gönderiyor.
Gol!
Böylece skorda öndeyiz.
Taraftarlarımızın ne kadar mutlu olduğunu hayal bile edemezsiniz...
Yıllar sonra Yaşar şöyle diyecek: "Bunun İmaret'teki son gol olmasını istemem."
Eh, İmaret...
German Hüseynov "Azizbeyov Caddesi, ev 57" adlı kitabında şöyle yazıyor: "İmaret'in tarihi 18. yüzyılın sonlarına kadar uzanıyor. Hurşidbanu Natavan burada yaşıyordu. Karabağ hanlarının hipodromlarından biri de burada bulunuyordu. Daha sonra Ağdam'ın merkezi stadı hipodromun yerinde inşa edildi. Stada İmaret diyorlardı. Geniş bir alanı kaplayan İmaret'in bir bölümünde Karabağ hanlarının aile mezarlığı, Panahali Han, Mehdigulu Han, Sarcalı Han, Mehrali Bey, Natavan, çocukları ve diğer aile fertlerinin mezarlarının bulunduğu bir yer vardı. Son araştırmalar bu mezarlığın tarihinin çok daha eski olduğunu doğruladı. Burada Albanya yazıtları ve işaretleri olan mezar taşları bulunmuş."
1980'li yılların sonunda düzenlenen Harı Bülbül Uluslararası Müzik Festivali, sadece Sovyetler Birliği'de değil, tüm dünyada Ağdam ve İmaret’i yüceltti...
Vahid Gazi, "Hayaletler Şehri" adlı kitabında şöyle yazıyor: "1989 yılında dünyanın her yerinden 60 topluluk festivale geldi. En çok Meksikalılar ilgiyi çekti. Bizim çocuklar, onları Brezilyalı zannetmişlerdi ve onlara Zico'nun yurttaşları diyorlardı."
Staddan çok güzel bir manzara açılıyor.
Dört yanında 30-40 metre yüksekliğinde ve birkaç asırlık han çınar ağaçları vardır.
Ağaçların gölgesi doğrudan sahaya düşer.
Ve çim yeşil bir halı gibidir.
Staddaki atmosferi kelimelerle anlatmak da zor.
Rakip takım Ağdam'a vardığında, skorda geride kalmış gibi görünüyor.
Maçtan once sahada kendimizi 1:0 önde hissediyoruz.
1988'de stad resmi olarak 1.540 seyirci tutumlu, ancak maçlara 3-4 kat daha fazla insan geliyordu.
1991 yılında yayınlanan "İyi Şanslar Karabağ" kitabında şu bilgiler yer alıyor: "Her ev maçına Hıdırlı köyünden 100-120 taraftar geliyor."
Düşünün, bir köyden...
1989'da stadın yanında bizim için üç katlı tesis inşa edildi.
Taraftarlar için koltuk sayısı da artırıldı.
***
Turan Tovuz takımı kaybetmek istemiyor.
Biz de skoru artırmaya çalışıyoruz.
Ancak hücumlar işe yaramıyor.
Karabağ'da 75. dakikada sahaya çıkan Memmed Memmedov, rakip takımda ise Rüfet Guliyev ve Veli Hüseynov sarı kart gördü.
...Birisi sorabilir, neden siz oyuncular, savaşa gitmiyorsunuz?
Savaşçılara katılma isteği ile taburuyla staddaki tesislere yerleşen "Fred Asif" lakaplı Milli Kahraman Asif Maharramov'a döndük.
Kabul etmedi.
"18 oyuncuyla savaşı kazanacağımızı bilseydim, hepinizi alırdık. Şimdi size siperlerden çok sahada ihtiyacımız var. En azından askerler gelip oyununuzu izliyor ve bir buçuk saat bile dinleniyor. Dolayısıyla siz de Ağdam ve Karabağ için böyle savaşıyorsunuz. Roket saldırısı altında futbol oynamak da zor iş."
Rahmetli Allahverdi Bağırov da böyle diyordu.
Evet, biz de Karabağ'ın her zaman Azerbaycan toprağı olduğunu futbolun yardımıyla ispatlamaya çalışıyoruz.
***
Çabalarımıza rağmen, hakemin son düdüğüne kadar skor değişmiyor.
Maçı kazanıyoruz.
Karabağ – Turan Tovuz 1-0.
Taraftarlarımız alkışlarla bize eşlik ediyor.
Bu defa her şey iyi bitti.
Ama Ağdam'ı terk etmeliyiz.
Tekrar Mingeçevir'e dönüyoruz.
Bunun memleketimizdeki ve kendi stadımızdaki son maçımız olduğu kimsenin aklına bile gelmiyor.
Kupayı kazanacağımızı ve Ağdam'a getireceğimizi düşünüyoruz.
Olmuyor.
Hatırlamak bile zor.
Kim söylemişse doğru söylemiş: "Karabağ İmaret’i terk ettiğinden beri ev maçı olmuyor, hep deplesmanda oynuyor."
12 Mayıs'tan sonra kalan ev maçlarından birini Mingeçevir'de oynuyoruz, rakiplerimizin gelmemesi nedeniyle orada diğer iki maçımızı yapamıyoruz ve teknik galibiyetler kazanıyoruz.
23 Temmuz 1993'te Ağdam, Ermenistan ordusu tarafından işgal ediliyor.
Tüm zorluklara rağmen hem Azerbaycan Kupası'nı hem de lig şampiyonluğunu kazanıyoruz.
Ama ilk şampiyonluk neşe değil, teselli getiriyor.
Sadece birkaç gün önce işgal edilen Ağdam olmadan sevinmek nasıl mümkün olabilirki?
Sürgün dönemi olmazsa, Karabağ muhtemelen arka arkaya on yıl şampiyonluk kazanacaktır.
Güçlü bir ekibimiz var.
Oyuncuların çoğu Azerbaycan milli takımına aday: kaleciler Camaleddin ve Namig, savunma oyuncuları Elşad, Zaur ve Aslan, orta saha oyuncuları Mehman ve Tebriz, forvetler Müşfig ve Mahir.
Kaptanımız Settar Aliyev bir röportajda diyor: "Takımımın Ağdam'da Avrupa Kupası maçı oynamasını istiyorum".
Azerbaycan, 1993 yılında UEFA üyesi olmadığı için uluslararası arenaya çıkamıyoruz.
Sonra memleketsiz geçen zor yıllar ve defalarca çökme tehlikesi yaşayan kulüb…
Ama bu başka bir hikayenin konusu.
***
Ben kimim?
Kendimi tanıtayım.
1994-2008 yılları arasında Azerbaycan milli takımında 79 kez forma giyen ve daha sonra milli takım eski teknik direktörü Berti Vogts'un asistanlığını yapan Aslan Kerimov.
1992-1995 yıllarında milli takımda birkaç maç oynayan Zaur Garayev, Elşad Ahmedov, Tebriz Hasanov, Camaleddin Aliyev, şimdi Karabağ takımının yardımcı antrenörü Müşfig Hüseynov.
1982'de Azerbaycan genç milli takımıyla Sovyetler Birliği Umut Kupası’nın galibi Elşad Hudadatov.
Bu takımın şu anda yurtdışında (Ukrayna'da) yaşayan tek oyuncusu Memmed Memmedov.
İngiliz lakaplı takım kaptanı Settar Aliyev.
Aynı zamanda Yaşar Hüseynov, Mehman Alışanov ve Elfariz İsayev.
Ben, işgal sırasında yıkılan, harabeye dönen ve yakın gelecekte yeniden inşa edilecek olan İmaret'te yeniden oynamak ümidiyle yaşayan bir usta futbolçuyum.
Rasim Movsumzade
Altın Top ödülü jüri üyesi