Erektil disfonksiyon (sertleşme bozukluğu), erkeklerin herhangi bir cinsel uyarılma sonrası sertleşmenin gerçekleşmemesi olarak tanımlanmaktadır. Genellikle ilerleyen yaş ile birlikte seyreden sertleşme bozukluğu, özellikle 40 yaş üzeri bireylerde kendini göstermektedir. Günümüzde sertleşme bozukluğunun en sık sebepleri arasında şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kalp hastalıkları ön planda yer alırken, iş hayatı ve özel hayatında stres ve büyük baskı altında çalışmalarını sürdüren erkeklerde de sertleşme bozukluğuna rastlamak mümkündür.
Bunun yanında son zamanlarda genç hastalarda da sertleşme bozukluğunun sıklığında bir artış görüyoruz. Yapılan çalışmalar bizim bu gözlemimizi destekler nitelikte. COVID-19 geçiren erkeklerde sertleşme bozukluğu sıklığında, COVID-19 geçirmeyen erkeklere göre yaklaşık %20'lik bir artış olduğu belirtilmektedir. Corona virüs enfeksiyonunun neden sertleşme bozukluğuna neden olduğu ile ilgili birkaç teoriler var. Bunlardan bir tanesi, sertleşeme bozukluğunun psikolojik nedenlerden kaynaklanabileceğidir. Bir erkek COVID-19'a yakalanmasını takiben ateş, öksürük, solunum sıkıntıları gibi hızlı başlayan semptomları geçtikten sonra bir müddet yorgunluk ve halsizlik yaşayabilir. Hatta bu bulgulara depresif bulgularda eşlik edebilir. Tüm bunların sonucunda kişide cinsel istek azlığı başlar ve buna bağlı olarak sertleşme bozukluğu gelişebilir.
Başka bir teori, testosteron hormonu ile ilgili. Bilindiği üzere testosteron hormonu temel olarak erkeklerde sperm üretimini sağlarken aynı zamanda kas kütlesi ve gücünün, ve kemik sağlığının korunmasına yardımcı olur. Bunların yanında, testosteron erkeklerde cinsel dürtü yani libidonun düzenlenmesinde etkili temel faktördür. Yapılan çalışmalar, COVID-19'un testosteron seviyelerini azaltabileceği ve bunun potansiyel olarak sertleşme bozukluğuna neden olabileceğini göstermektedir. Her ne kadar, korona virüsün testosteron düzeylerini nasıl düşürdüğünün mekanizması tam olarak açıklanamasa da, testosteron seviyelerinin normal düzeye getirilmesi sertleşme problemi yaşayan erkeklere fayda sağlayabilir. Buna ilaveten, ayrı bir not olarak yapılan çalışmalarda COVID-19 geçiren düşük testosteronlu erkeklerin, normal aralıkta testosteron seviyelerine sahip erkeklere göre hastaneye yatış olasılığının 2 kattan daha fazla olduğu gösterildi. Yani testosteron seviyeleriniz düşük ise tedavi olmanız cinsel hayatınız ile ilgili olumlu katkıların yanı sıra COVID-19 ‘u da daha hafif geçirebileceğiniz anlamına geliyor.
Araştırmacılar ayrıca endotelde (kalbin ve kan damarlarının içini döşeyen tabaka) korona virüse ait partiküller tanımladılar. COVID-19'un damarlarda fonksiyon bozukluğuna yol açtığı artık kesin olarak ispatlanmış bir durum. Sertleşmenin gerçekleşmesi için sağlam damar altyapısı gerekliliği göz önünde bulundurulduğunda, korana virüs enfeksiyonu geçiren hastaların potansiyel olarak sertleşme bozukluğuna aday olduğunu söylemek yanlış olmaz. Ancak tabi her COVID-19 geçiren hastada sertleşme bozukluğu görülecek diye bir kaide yok, genellikle sertleşme bozukluğu hastalığı daha ağır geçiren bireylerde kendini gösteriyor.
Yine yaşlı erkeklerde COVID-19 sonrası sertleşme bozukluğu gelişme riskinin daha çok olduğunu düşünüyoruz. Bunun birkaç nedeni olabilir: Testosteron seviyeleri biz yaşlandıkça azalır ve normal sertleşme için testosteronun gerekli olduğunu biliyoruz. Diyabet, yüksek tansiyon, kardiyovasküler problemler - bunların hepsi daha şiddetli COVID-19 gelişimi için altta yatan risk faktörleridir ve yaşlı erkeklerin bu sorunları yaşama olasılığı daha yüksektir.
Korona virüs sonrası sertleşme bozukluğunun ne kadar sürdüğü ile ilgili kesin bir bilgi maalesef günümüzde yok ancak sertleşme bozukluğunun diğer semptomlar gibi uzun-soluklu olduğunu klinik tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim. Özellikle bu sorunu yaşayan hastalarıma önerim bir üroloji veya androloji uzmanına görünmeleri yönünde. Bu erkeklere yardımcı olmak için klinikte kullanabileceğimiz, ilaçlardan şok dalga tedavisine ve cerrahi seçeneklere kadar etkili tedaviler uyguluyoruz.
Sağlıklı günler dilerim
Doç. Dr. Murat Gül
Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Üroloji AD