GÜNCEL Haberleri
Prof. Dr. HÜSEYİN ALTUNBAŞ "STATLARIMIZIN BOŞ KALMASININ SEBEBİ PASSOLİGTİR. STATLARA PASSOLİGLE VİZE UYGULANIYOR MAALESEF"

S.Ü.İletişim Fakültesi Reklamcılık Bölüm Başkanı Prof.Dr.Hüseyin Altunbaş, ülkemizdeki spor pazarlamasını, futbol takımlarımızı ve Passolig kartını Metropol Dergileri için değerlendirdi. Futbolumuzun marka değerini yükseltmek için neler yapılması gerektiğini işin uzmanına sorduk. Biz sorduk Reklamcılık Bölüm Başkanı Prof.Dr.Hüseyin Altunbaş cevapladı.

 Prof. Dr. HÜSEYİN ALTUNBAŞ
PAYLAŞ
A
Haberi Oku

 

Spor Pazarlaması nedir? Türkiye’deki spor pazarlaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

Spor pazarlaması spor ürününün değerini artırmak demektir, saygın ve itibarlı hale getirmek demektir. Bizdeki durum spor pazarlaması yerine spor azarlamasıdır maalesef. Spordaki aktörler birbirlerini azarlayıp duruyorlar. Herkes herkese kızıyor, atarlanıyor, hiddetleniyor, kavga kıvamına gelmek amaçlanıyor hep. Sonuçta spor ürünü değerli hale gelemiyor. Hatta daha da değeri düşüyor. Böyle bir ortamda değerden bahsedilemez. Spor gibi çok etkili bir ürün ve endüstri gerçek kıymetine ulaşamaz. Aynı ürünün başka ülkelerde kıymetli olması biz de kıymetsiz olması bundan kaynaklanmaktadır.

 

Kulüplerimiz spor pazarlaması için ne yapmalılar?

Kulüplerimiz bu işin en önemli aktörleri. Kulüplerin içinde olduğu ligler, oyuncular ve teknik direktörler bu ürünün en değerli varlıkları. Bu varlıkları hedef kitlesinin gözünde sürekli önde ve değerli şekilde tutmaları gerekir. Kulüplerin bunu yapması lazım. Bunu yönetim kurulları yapamaz ama. Yani kulüplerin spor pazarlama departmanları bunu yapabilir. Dünya böyle yapıyor bunu. Bu ekiplerin o kadar çok yapacağı iş var ki bu sohbetle bile anlatamam. Spor pazarlama dersinde öğrencilerime anlatıyorum ama o bile yetmiyor. Çünkü derste anlattığımız örnekler hep dışarıdan. Kendimize özgü örnekleri göstermek yaşatmak ve öğretmek lazım diye düşünüyorum. O yüzden kendi takımlarımızla ilgili özellikle Anadolu’daki kulüplerimizin kendi hikayelerini pazarlamaları lazım. Kendi içlerinde işin uzmanı spor pazarlama ve spor iletişimini bilen ekipler oluşturması lazım.

 

Passolig konusunda ne düşünüyorsunuz? Spor pazarlamasına olumlu ya da olumsuz etkisi nedir?

Passolig pasaport gibi bir kullanımda maalesef. Yani stadyuma girerken size vize uygulanıyor bu passoligle. Kesinlikle çok yanlış bir uygulama. Passolig uygulanabilir ama bu şekilde değil. Passolig uygulamasını özendirecek pazarlama uygulamalarıyla insanların bu kartı alması sağlanabilirdi. Ama passoligin yoksa maça gelemezsin deniyor. İştah açmak yerine iştah kapatan bir kart bu passolig. Bu maçlara gelmeyi azaltan yasaklamacı bir yaklaşımın ürünü yani. İnsanlar passolig zorunluluğuna takılmadan gelebilmeli parasını verip izleyebilmeli. Passolig kartı olanın fiyat indirimi vb farklı avantajları olmalı ki, insanlar ben bu passoligi alarak girersem bu avantajlardan faydalanırım diyebilmeli. Ama hayır kardeşim passoligin yoksa maça gelemezsin derseniz bu vize almadan bir ülkeye girememek gibi bir durum yaratır. Kaldı ki şu an boş statlar bunu gösteriyor. Geldiğimiz nokta passoligin bir fiyasko olduğunu gösteriyor. Şahsen benim sinirlerimi alt üst eden bir kart olarak görüyorum. İçimi rahatlatacak, ailemle giderek motivasyonumu artıracağım maça gitmemi engelleyen bir kart konumunda.

 

Passolig yerine nasıl bir yöntem kullanılmalı sizce?

Düşünün AVM’ye gidiyorsunuz ve size alışveriş kartınız yok diye içeri almıyorlar. İlla o avm’nin kartını alarak girebilirsiniz deniyor. Bu yaklaşım o avm’ye girişi artırmaz kapıdan dönen ve bir daha da gelmeyeceğim diyenlerin sayısını artırır. AVM’ye kredi kartı olan da olmayan da gidiyor. Yani benim oraya gitmemi teşvik etmek zorundasınız. Gel dolaş, zamanı burada geçir ve alışveriş yap denmeli. Ben bunu hangi kartla yaparsam yaparım ya da nakit olarak yaparım. Aynı mantığı stadyumlar için düşünmeliyiz. İnsanlar ailesiyle oraya gelebilmeli. Orada vakit geçirebilmeli. Eğlenmeli ve para harcamalı. Bunu siz şu an Passolig pasaportuyla engelliyorsunuz. Bir de işin ruhunu anlamayan kişiler hemen canım ne olacak bir kart alıversin diyecekler. Bu tamamen empatiden uzak egoyla dolu cümledir. Bu cümleler boş tribünler yarattı. Yani başarısızlık yarattı. Bunu savunanlar içi boş ve öylesine savunmalarla bu saçma passoligi savunuyor. Ben passolig kaldırılsın da demiyorum aslında. Passolig olarak devam etsin, hatta passolig almayı özendirecek teşvikler, indirimlerle cazip hale getirilsin. Ancak passoligin yoksa maça gelemezsin yaklaşımına son verilmesi gerektiğini söylüyorum. Hadi gel kızım, hadi gel oğlum, hadi gel arkadaşım, hadi gel diyerek sevdiklerinizle maçlara gidebilmelisiniz. Benim passoligim yok ki ama diye alınan cevaplarla statların dolması engellenmemeli.  

Aslında sadece bununla ilgili değil. Daha yapılacak çok farklı ve faydalı pazarlama iletişimi projeleriyle takımlarımızın ve liglerimizin değerini artırabiliriz. Bunu biz İletişim Fakültemizde öğrencilerimize öğretiyoruz. Spor pazarlaması konusunda çalışmak isteyen çok öğrencimiz var. Ancak bunları Türk Futbol Federasyonu ve takımlarımız değerlendirmeliler. Spor konusunda çalışan iletişim uzmanlarına fırsat vermeliler. Bıraksınlar ligler ve takımlar için projeler geliştirsinler.  Sonuçtan hem futbol liglerimiz hem de takımlarımız olumlu olarak etkilenecek ve boş tribünler yerine dolu tribünlerle gelirlerini ve değerlerini artıracaklar diye düşünüyorum.

 

 

Yorumlar (0)

Gazete Manşetleri

google reklam

Hack Haber Crack Forum